bugün
- anın görüntüsü19
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz10
- çok üzgünüm sözlük8
- sık sık aldığınız iltifatlar12
- karıya kıza doymuş erkek11
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz11
- icardi190523
- erkolar kapatılsın11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri17
- maca sekiz11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı14
- nervio12
- türklerin çok kolay devlet kurması17
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur31
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek15
- taktik verin16
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz8
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri31
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- en obez özelliğiniz19
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması14
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- temiz oje sürmek8
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
- okula bikiniyle gelen kız9
- sözlükteki erkek nüfusu9
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste24
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
entry'ler (18778)
vajinası olduğu için kendini kadın sanan dişi yaratık hezeyanı.
dişi yaratık kendini kadın sandığı için benliğini hareket noktasına koyarak genelleme yapıyor ve ortaya böyle bir algı çıkıyor.
https://www.youtube.com/shorts/VJ5RdNTQTuc
aslında "çıkar şu üstündekileri, ne dediğin anlaşılmıyor" klibini paylaşmak gerek de...
yanlış anlaşılır.
dişi yaratık kendini kadın sandığı için benliğini hareket noktasına koyarak genelleme yapıyor ve ortaya böyle bir algı çıkıyor.
https://www.youtube.com/shorts/VJ5RdNTQTuc
aslında "çıkar şu üstündekileri, ne dediğin anlaşılmıyor" klibini paylaşmak gerek de...
yanlış anlaşılır.
seçimlerde oy uğruna birkaç milletvekili fazla kazanmak için televizyonda mitinglerde apo mektubunu okuyanlar savunanlar, osman öcalanı trt ekranlarına çıkaranlar şu an çıkıp selahattin demirtaş veya ahmet türk için mahkumiyet kararını teröre destek, terör örgütü üyeliği, terör propagandası vs diye savunmuyorlar mı?
ya kardeşim daha dün apo denen yandaşınız selahattin demirtaşı eleştirirken, kürtler selahattin demirtaşı dinlemesin derken sizler daha dün apo denen teröristten yana olurken ve apo denen caniyi kanaat önderi gibi sunarken şimdi neyi anlatıyor savunuyorsunuz?
bizim zekamızla dalga mı geçiyorsunuz?
Selahattin, ahmet, ali, veli kim pkk veya fetö vs. terörüne destek veriyor, terörden yana oluyorsa atın hapse. verin ömür boyu mahkumiyet ya da asın taksim meydanında...
bu hukuk adalet deyin eleştirmeyiz, laf da söylemeyiz ki söylemiyoruz da zaten.
bizim laf söylediğimiz pkk apo destekçileri yandaşları çıkıp vatan millet demokrasi hukuk diye ortaya çıkmaları.
daha dün ne istedilerse fetö denen dinci teröriste veren, fetö ile iş birliği içinde olan ve ülkenin batısını fetöye teslim eden, açılım diyerek pkk ırkçı teröre ülkenin doğusunu teslim edenler ve bunlara destek verenler, bu durumu demokrasi diye savunanlar çıkıp selahattin demirtaş ahmet türk için laf söylemiyorlar mı, onlar teröre destek verdi terörist demiyorlar mı?
sinirden gülmemek elde değil.
birilerinin yaptığı "ben yaparsam flört, sen yaparsan orospuluk ikiyüzlülüğü" veya bizleri aptal yerine koymaları yok mu? bu kadar da olmaz.
gerçekten aptal yerine konmak zoruma gidiyor.
çıkın deyin ki "ben yaparsam suç değil. terörere destek vermiş olmuyorum, terör örgütü yandaşı olmuyorum, terörist olmuyorum ama benden başkası yaparsa bu suç" deyin de bizler de "haaa! öyle mi? pardon ya, haklısınız" der susarız.
ya kardeşim daha dün apo denen yandaşınız selahattin demirtaşı eleştirirken, kürtler selahattin demirtaşı dinlemesin derken sizler daha dün apo denen teröristten yana olurken ve apo denen caniyi kanaat önderi gibi sunarken şimdi neyi anlatıyor savunuyorsunuz?
bizim zekamızla dalga mı geçiyorsunuz?
Selahattin, ahmet, ali, veli kim pkk veya fetö vs. terörüne destek veriyor, terörden yana oluyorsa atın hapse. verin ömür boyu mahkumiyet ya da asın taksim meydanında...
bu hukuk adalet deyin eleştirmeyiz, laf da söylemeyiz ki söylemiyoruz da zaten.
bizim laf söylediğimiz pkk apo destekçileri yandaşları çıkıp vatan millet demokrasi hukuk diye ortaya çıkmaları.
daha dün ne istedilerse fetö denen dinci teröriste veren, fetö ile iş birliği içinde olan ve ülkenin batısını fetöye teslim eden, açılım diyerek pkk ırkçı teröre ülkenin doğusunu teslim edenler ve bunlara destek verenler, bu durumu demokrasi diye savunanlar çıkıp selahattin demirtaş ahmet türk için laf söylemiyorlar mı, onlar teröre destek verdi terörist demiyorlar mı?
sinirden gülmemek elde değil.
birilerinin yaptığı "ben yaparsam flört, sen yaparsan orospuluk ikiyüzlülüğü" veya bizleri aptal yerine koymaları yok mu? bu kadar da olmaz.
gerçekten aptal yerine konmak zoruma gidiyor.
çıkın deyin ki "ben yaparsam suç değil. terörere destek vermiş olmuyorum, terör örgütü yandaşı olmuyorum, terörist olmuyorum ama benden başkası yaparsa bu suç" deyin de bizler de "haaa! öyle mi? pardon ya, haklısınız" der susarız.
öğrencilik-gençlik yıllarında, bir sorumluluk ve geçim derdi yanında gelecek kaygısı olmadan yaşanılan yıllarda rastlanılan durum.
hep genç olacağız sanarak...
anne-baba da dahil olarak bizden önceki nesilleri beğenmeyerek, onlar gibi olmayacağım iddiasıyla kendimizi sorumsuzluğun getirdiği böbürlenme çukurunda bulduğumuz yıllarda olacak arkadaşlıklar.
bizde yaşadık böyle arkadaşlıkları...
ülkeyi toplumu değiştireceğiz diyorduk ama zamanla değişen tek şey bizdik.
evet, değiştik ve eleştirdiğimiz şeylere benzedik eleştirdiğimiz ortamlardan daha da kötü durumdayız.
şu an 30 yaşında olan ve evlenen-çocuk sahibi olan ya da evlenecek-çocuk sahibi olacak insanın torunu öyle bir ülkede yaşayacak ki...
şu an 30 yaşında olan insanın torunu "dedemin yaşadığı dönem cennetmiş" diyerek şu an yaşadığımız dönemi övecek.
torunlarımıza nasıl bir ülke bırakacağımızı, torunlarımızın nasıl bir ülkede yaşayacağı senaryolarını bilseniz gülmeyi unutmayı mutluluğu bırakın, kendinizden nefret edersiniz.
ülkenin sadece yeraltı ve yerüstü zenginliklerini, şirketlerini, sermayesini, trilyonlarca dolar parasını kaybetmedik-yok etmedik.
bakınız sokaklara, ekranlara, çevreye, ülkenin insan kaynağını insan zenginliğini de kaybettik.
bunun için artık ülke toplum olarak geri dönüş çizgisini geçtiğimiz için okyanus üzerinde 500km'lik yakıtı kalan uçağın en yakın kara parçasına 1.000km uzaklıkta olması durumundayız.
hep genç olacağız sanarak...
anne-baba da dahil olarak bizden önceki nesilleri beğenmeyerek, onlar gibi olmayacağım iddiasıyla kendimizi sorumsuzluğun getirdiği böbürlenme çukurunda bulduğumuz yıllarda olacak arkadaşlıklar.
bizde yaşadık böyle arkadaşlıkları...
ülkeyi toplumu değiştireceğiz diyorduk ama zamanla değişen tek şey bizdik.
evet, değiştik ve eleştirdiğimiz şeylere benzedik eleştirdiğimiz ortamlardan daha da kötü durumdayız.
şu an 30 yaşında olan ve evlenen-çocuk sahibi olan ya da evlenecek-çocuk sahibi olacak insanın torunu öyle bir ülkede yaşayacak ki...
şu an 30 yaşında olan insanın torunu "dedemin yaşadığı dönem cennetmiş" diyerek şu an yaşadığımız dönemi övecek.
torunlarımıza nasıl bir ülke bırakacağımızı, torunlarımızın nasıl bir ülkede yaşayacağı senaryolarını bilseniz gülmeyi unutmayı mutluluğu bırakın, kendinizden nefret edersiniz.
ülkenin sadece yeraltı ve yerüstü zenginliklerini, şirketlerini, sermayesini, trilyonlarca dolar parasını kaybetmedik-yok etmedik.
bakınız sokaklara, ekranlara, çevreye, ülkenin insan kaynağını insan zenginliğini de kaybettik.
bunun için artık ülke toplum olarak geri dönüş çizgisini geçtiğimiz için okyanus üzerinde 500km'lik yakıtı kalan uçağın en yakın kara parçasına 1.000km uzaklıkta olması durumundayız.
2002’ye kadar tam 80 yıl “milli” eğitim ve müfredat Atatürkçü Cumhuriyetçilerin elinde ve kontrolündeyse, bu arızaları kim, nerede yetiştirildi, bu arızalı beyincikleri kim böyle yıkayabildi?
cem toker.
https://twitter.com/Alper...tatus/1791391223703310761
cem toker.
https://twitter.com/Alper...tatus/1791391223703310761
hadi, biraz dürüst olalım ve zeki insan rolü yapalım...
din insanlar için bir gerekliliktir, en azından insanların bir araya gelerek göstermiş olduğu sosyal mutabakatın ortaya çıkardığı devlet denen yapı için (ve bu devleti idare edenler için) en kullanışlı ve ucuz araç dindir.
bunun için din üzerinde devletin etkisi yadırganmamalı. aynı şekilde dinin devlet ve toplum üzerine etkisi bu yüzden tolere edilir. adeta bir al gülüm ver gülüm şeklinde bir kazan/kazan durumu yaşanır.
tabi bu durum tutkulardan arınmış mantık çerçevesinde oluşmuş bir hukuka sahip olan ve sosyal sorumluluğu, aynı şekilde yurttaşlık-vatandaşlık bilinci gelişmiş en az orta seviyede bir eğitime sahip etik ve ahlak değerleri somut biçimde oluşmuş toplumlarda geçerlidir.
yukarıda satırbaşları şeklinde belirtilmiş kriterlere haiz olmayan toplumlarda din kurumu her zaman kanayan bir yara olmuştur.
bu kriterlere erişemeyen devlet veya toplum yapısında din ve din kurumları insanlara cennete vadeden ama cehennemi yaşatan bir yapıya dönüşür.
gelelim türkiye özeline...
ne kadar diyaneti eleştirsek de, dinin bir inanç sistemi olmaktan çıkıp meslek iş kazanç gelir geçim aracı oy makam mevki politika siyaset rant aracı haline dönüştüğü eleştirisi yapsak da...
din temsilciliğinin, din kurumunun, din adamı-ruhban sınıfının, din üzerinden makam mevki maaş olmayacağını söylesek de, bu durumun anca hristiyan veya yahudilik gibi başka inançlarda olduğunu söylesek de...
diyanet denen kurumun israfı, vakıflar aracılığı ile denetlenemeyen muazzam israf harcamalarını eleştirsek de...
din işinin artık kur'an-allah'ın kelamına göre değil de tarikat cemaatlerin, bu tarikat cemaatlerin mezheplerin başındaki insanların dediğine göre şekillenip yaşandığını eleştirsek de...
şu an hadi kaldıralım desek ve diyaneti bugün kapatsak inandığı dinin kitabını okumamış, bu kitabın ne dediğini neden indiğini bilmeyen insanları kimin kucağına atacağız?
yetersiz çapsız insanlar mantığı "bir zorluk veya problem mi var? yasakla kapat kurtul" çözümü sunuyor.
sen başın ağrıdığında kafanı mı kesiyorsun angut?
edibüdü: angut demek hakaret amaçlı kullanılmamıştır. Angut kelimesi, Türkçede yaygın olarak kullanılan bir kelimedir.
Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre, angut kelimesinin anlamları şu şekildedir: Ördekgillerden, tüyleri kiremit renginde, evcilleştirilebilen bir yaban kuşu (Casarca ferruginea) Ayrıca, angut kelimesi "budala" veya "aptal" anlamında da kullanılır ama burada Kelime, genellikle espri yaparken veya birine takılma amacıyla kullanılmıştır.
malum, Angut kuşu hikayesi; angut kuşlarının eşlerine nasıl bu kadar bağlanıp öldükleriyle ilgili bir hikayedir.
Angutlar, eşlerinin öldüğü andan itibaren tüm yaşamları boyunca yas tutarlar. Bu kuşlar ölü eşinin yanına bir yırtıcı hayvan veya insan gelse bile gözlerini ölü bedenlerinden bir dakika bile ayırmadan eşlerinin başucunda beklerler.
bu açıdan kullanılan angut tanımı bağnazlık, tutuculuk, sonucunu hesap edememe, zarar-kar analizi yapamama, vizyonsuzluk, sonrasını hesap edememe vb durumları için de kullanılır.
kusura bakmayınız, lafın tamamını anlatmak zorunda kaldık.
din insanlar için bir gerekliliktir, en azından insanların bir araya gelerek göstermiş olduğu sosyal mutabakatın ortaya çıkardığı devlet denen yapı için (ve bu devleti idare edenler için) en kullanışlı ve ucuz araç dindir.
bunun için din üzerinde devletin etkisi yadırganmamalı. aynı şekilde dinin devlet ve toplum üzerine etkisi bu yüzden tolere edilir. adeta bir al gülüm ver gülüm şeklinde bir kazan/kazan durumu yaşanır.
tabi bu durum tutkulardan arınmış mantık çerçevesinde oluşmuş bir hukuka sahip olan ve sosyal sorumluluğu, aynı şekilde yurttaşlık-vatandaşlık bilinci gelişmiş en az orta seviyede bir eğitime sahip etik ve ahlak değerleri somut biçimde oluşmuş toplumlarda geçerlidir.
yukarıda satırbaşları şeklinde belirtilmiş kriterlere haiz olmayan toplumlarda din kurumu her zaman kanayan bir yara olmuştur.
bu kriterlere erişemeyen devlet veya toplum yapısında din ve din kurumları insanlara cennete vadeden ama cehennemi yaşatan bir yapıya dönüşür.
gelelim türkiye özeline...
ne kadar diyaneti eleştirsek de, dinin bir inanç sistemi olmaktan çıkıp meslek iş kazanç gelir geçim aracı oy makam mevki politika siyaset rant aracı haline dönüştüğü eleştirisi yapsak da...
din temsilciliğinin, din kurumunun, din adamı-ruhban sınıfının, din üzerinden makam mevki maaş olmayacağını söylesek de, bu durumun anca hristiyan veya yahudilik gibi başka inançlarda olduğunu söylesek de...
diyanet denen kurumun israfı, vakıflar aracılığı ile denetlenemeyen muazzam israf harcamalarını eleştirsek de...
din işinin artık kur'an-allah'ın kelamına göre değil de tarikat cemaatlerin, bu tarikat cemaatlerin mezheplerin başındaki insanların dediğine göre şekillenip yaşandığını eleştirsek de...
şu an hadi kaldıralım desek ve diyaneti bugün kapatsak inandığı dinin kitabını okumamış, bu kitabın ne dediğini neden indiğini bilmeyen insanları kimin kucağına atacağız?
yetersiz çapsız insanlar mantığı "bir zorluk veya problem mi var? yasakla kapat kurtul" çözümü sunuyor.
sen başın ağrıdığında kafanı mı kesiyorsun angut?
edibüdü: angut demek hakaret amaçlı kullanılmamıştır. Angut kelimesi, Türkçede yaygın olarak kullanılan bir kelimedir.
Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre, angut kelimesinin anlamları şu şekildedir: Ördekgillerden, tüyleri kiremit renginde, evcilleştirilebilen bir yaban kuşu (Casarca ferruginea) Ayrıca, angut kelimesi "budala" veya "aptal" anlamında da kullanılır ama burada Kelime, genellikle espri yaparken veya birine takılma amacıyla kullanılmıştır.
malum, Angut kuşu hikayesi; angut kuşlarının eşlerine nasıl bu kadar bağlanıp öldükleriyle ilgili bir hikayedir.
Angutlar, eşlerinin öldüğü andan itibaren tüm yaşamları boyunca yas tutarlar. Bu kuşlar ölü eşinin yanına bir yırtıcı hayvan veya insan gelse bile gözlerini ölü bedenlerinden bir dakika bile ayırmadan eşlerinin başucunda beklerler.
bu açıdan kullanılan angut tanımı bağnazlık, tutuculuk, sonucunu hesap edememe, zarar-kar analizi yapamama, vizyonsuzluk, sonrasını hesap edememe vb durumları için de kullanılır.
kusura bakmayınız, lafın tamamını anlatmak zorunda kaldık.
Neremizle gülüyoruz bu kanıya varan bazı süper zekalılara?
Öyle ya canım... Eğer Avrupa zenginliğini hırsızlığa borçlu olsaydı Avrupa senin gibi süper zeka olduğundan 200 sene önce tüm çaldıklarını yemiş bitirmiş senin gibi şu an 21. Yy da Avrupa'nın açlıktan nefesi kokuyor olurdu.
Unutmayın, ister çalın veya helal çalışarak kazanın; ne olursa olsun elinizdekinin değeri sizin değeriniz ile pareleldir. Elinizdekini kulanmak değerlendirmek esastır.
Burada binlerce örnek verebilirim.
Eğer zekam senin zeka seviyesinde olmasaydı, ne bileyim; ingiltere'de veya Fransa ya da abd'de yaşamış olsam ve bu vb ülkelerin sağlık, güvenlik kayıtları başta olmak üzere büyük şirketlerin bilgilerini hacklemiş olsam hayatım kaymaz, aksine hayatım kurtulur dev şirketlerin yazılım bilişim departmanlarında kontrolör olurdum.
Norveç Varlık Fonunu biliyor musunuz?
1990'dan itibaren ülkenin petrol ve doğal gaz üretiminin getirisiyle yabancı ülkelerin hisse senetleri, tahvil ve emlak piyasalarına yatırım yapıyor. Norveç hükümeti, fon gelirlerinin çok az bölümünü kullanabiliyor, geriye kalan yüksek kısım ise gelecek nesiller için biriktiriliyor.
Kullanılan Norveç varlık fonunun çok az bir bölümünün 2024 yılı ilk çeyrek (3 aylık) getirisi ne kadar biliyor musunuz?
Tam 107 milyar dolar.
Neyse, fazla örneklere girip konuyu uzatmaya gerek yok.
Malumunuz, lafın tamamı aptala anlatılır.
Öyle ya canım... Eğer Avrupa zenginliğini hırsızlığa borçlu olsaydı Avrupa senin gibi süper zeka olduğundan 200 sene önce tüm çaldıklarını yemiş bitirmiş senin gibi şu an 21. Yy da Avrupa'nın açlıktan nefesi kokuyor olurdu.
Unutmayın, ister çalın veya helal çalışarak kazanın; ne olursa olsun elinizdekinin değeri sizin değeriniz ile pareleldir. Elinizdekini kulanmak değerlendirmek esastır.
Burada binlerce örnek verebilirim.
Eğer zekam senin zeka seviyesinde olmasaydı, ne bileyim; ingiltere'de veya Fransa ya da abd'de yaşamış olsam ve bu vb ülkelerin sağlık, güvenlik kayıtları başta olmak üzere büyük şirketlerin bilgilerini hacklemiş olsam hayatım kaymaz, aksine hayatım kurtulur dev şirketlerin yazılım bilişim departmanlarında kontrolör olurdum.
Norveç Varlık Fonunu biliyor musunuz?
1990'dan itibaren ülkenin petrol ve doğal gaz üretiminin getirisiyle yabancı ülkelerin hisse senetleri, tahvil ve emlak piyasalarına yatırım yapıyor. Norveç hükümeti, fon gelirlerinin çok az bölümünü kullanabiliyor, geriye kalan yüksek kısım ise gelecek nesiller için biriktiriliyor.
Kullanılan Norveç varlık fonunun çok az bir bölümünün 2024 yılı ilk çeyrek (3 aylık) getirisi ne kadar biliyor musunuz?
Tam 107 milyar dolar.
Neyse, fazla örneklere girip konuyu uzatmaya gerek yok.
Malumunuz, lafın tamamı aptala anlatılır.
Allah'a en çok kimler küfür ediyor biliyor musunuz?
Deprem olur, ölümlerin sebepleri suçlusu olarak "Allah'ın takdiri, kader" demek... Allah'ı inşaat yönetmeliğine uymayan müteahhit, kaçak yapılaşmaya göz yuman, denetim yapmayan, 2 katlı inşaat yerine 5-10 katlı bina yapılmasına göz yuman, oy için çürük kaçak yapılara imar affı çıkaran, insanların evlerini mezar yapan siyasetçi gibi Allah'ı gören insanlar Allah'a küfür ediyor.
iş cinayetlerinde yeterli denetimi yapmayan hükümet iş vereni değil de Allah'ı katil gibi gösteren ve buna kader diyenler Allah'a küfür ediyor.
Allah'a en çok bu Müslümanım diyen ama dini Allah'ın indirdiği islam dini olmayan inananlar küfür ediyor.
Deprem olur, ölümlerin sebepleri suçlusu olarak "Allah'ın takdiri, kader" demek... Allah'ı inşaat yönetmeliğine uymayan müteahhit, kaçak yapılaşmaya göz yuman, denetim yapmayan, 2 katlı inşaat yerine 5-10 katlı bina yapılmasına göz yuman, oy için çürük kaçak yapılara imar affı çıkaran, insanların evlerini mezar yapan siyasetçi gibi Allah'ı gören insanlar Allah'a küfür ediyor.
iş cinayetlerinde yeterli denetimi yapmayan hükümet iş vereni değil de Allah'ı katil gibi gösteren ve buna kader diyenler Allah'a küfür ediyor.
Allah'a en çok bu Müslümanım diyen ama dini Allah'ın indirdiği islam dini olmayan inananlar küfür ediyor.
https://www.youtube.com/watch?v=n7q89xTzYH8
filistinli hamas militanları israil'e girip sivil insanları öldürüyor. erkekleri öldürüp anneleri kucağında bebekleri ile kaçırıyor. filistinliler ve hamas militanları gazze sokaklarında israilde öldürülen sivilleri çocukları gençleri bebekleri kadınları ve bu kucağında bebekleri ile gazzeye kaçırılan insanları, bu insanlık suçlarını savaş esiri ganimet diye gazze sokaklarında dolandırıp, zafer diye sokaklarında zılgıt çekerek kutluyorlar.
filistinli hamas militanları gazze de bu kaçırılan kadınları bebekleri çocukları sığınaklarında, militanlarının toplanma bölgelerinde, liderlerinin bulunduğu yerlerde, silah cephane roket depolarında, tünel giriş çıkışlarında kısacası israil'in operasyon sırasında vuracağı hedeflere canlı kalkan olarak yerleştiriyor.
böylelikle israil bombardımanında daha az militan cephane kaybı yaşayıp filistinli hamas militanları sığınak tünelleri korumuş olacaktı.
ya bilerek ya da bilmeyerek dikkate almadıkları bir şey vardı.
Cenevre Sözleşmeleri ve 1907 Lahey Kuralları olarak bilinen uluslararası savaş hukukunda geçen (ayrım ilkesi, orantılık ilkesi, savaş esirleri ve sivil mahkumlar, kimyasal ve biyolojik silah yasakları, silahsızlanma ve barış görüşmeleri prensipleri) askeri gereklilik, gereksiz acı ve istismarı önleme, orantılılık ilkesi gibi kuralları yok sayan tam bir terör insanlık suçuna dönen çatışmayı seçen sadece filistin değil, israil de aynı metodu kurulduğundan beri uyguluyordu.
savaşın tüm uluslararası kurallarını yok sayan, teröre terörle cevap veren, şiddet insanlık suçu öyle değil böyle işlenir diyen bir israil olduğunu bile bile filistinliler hamas, israil'e karşı tam bir terör insanlık suçu olan saldırı yaptı.
üstelik bu insanlık suçu terör olan saldırılarını tüm dünya'ya canlı olarak yayınlayarak kadın çocuk genç bebek yaşlı ölümlerini, kaçırdığı bu insanları dünyaya gösterdi.
dünya'nın en gelişmiş güvenlik, izleme, tanımlama, takip, tespit sistemlerinin kaynağı ve bu yazılımların %80 oranının kaynağı (nasdaq da organik veya inorganik bağ olarak israil ile bağlantılı şirketler) olan israil bu hamas filistinli militanların adreslerini militan toplanma bölgelerini, cephanelerini, depolarının yerini bilmiyor mu sanıyordunuz?
gazzede bulunan yeraltı tünellerinin haritalarını bilmese bile bu tünellerin giriş çıkışlarını bilmiyor mu sanıyordunuz?
böyle bir saldırının olacağını israil hesap edemedi mi sizce?
bu kirli savaşta insanlık suçu işleyen taraflardan ille de birini mi tutmalıyız?
bu insanlık suçu işleyen taraflardan birini kendimize mesele mi etmeliyiz?
filistinli hamas militanları israil'e girip sivil insanları öldürüyor. erkekleri öldürüp anneleri kucağında bebekleri ile kaçırıyor. filistinliler ve hamas militanları gazze sokaklarında israilde öldürülen sivilleri çocukları gençleri bebekleri kadınları ve bu kucağında bebekleri ile gazzeye kaçırılan insanları, bu insanlık suçlarını savaş esiri ganimet diye gazze sokaklarında dolandırıp, zafer diye sokaklarında zılgıt çekerek kutluyorlar.
filistinli hamas militanları gazze de bu kaçırılan kadınları bebekleri çocukları sığınaklarında, militanlarının toplanma bölgelerinde, liderlerinin bulunduğu yerlerde, silah cephane roket depolarında, tünel giriş çıkışlarında kısacası israil'in operasyon sırasında vuracağı hedeflere canlı kalkan olarak yerleştiriyor.
böylelikle israil bombardımanında daha az militan cephane kaybı yaşayıp filistinli hamas militanları sığınak tünelleri korumuş olacaktı.
ya bilerek ya da bilmeyerek dikkate almadıkları bir şey vardı.
Cenevre Sözleşmeleri ve 1907 Lahey Kuralları olarak bilinen uluslararası savaş hukukunda geçen (ayrım ilkesi, orantılık ilkesi, savaş esirleri ve sivil mahkumlar, kimyasal ve biyolojik silah yasakları, silahsızlanma ve barış görüşmeleri prensipleri) askeri gereklilik, gereksiz acı ve istismarı önleme, orantılılık ilkesi gibi kuralları yok sayan tam bir terör insanlık suçuna dönen çatışmayı seçen sadece filistin değil, israil de aynı metodu kurulduğundan beri uyguluyordu.
savaşın tüm uluslararası kurallarını yok sayan, teröre terörle cevap veren, şiddet insanlık suçu öyle değil böyle işlenir diyen bir israil olduğunu bile bile filistinliler hamas, israil'e karşı tam bir terör insanlık suçu olan saldırı yaptı.
üstelik bu insanlık suçu terör olan saldırılarını tüm dünya'ya canlı olarak yayınlayarak kadın çocuk genç bebek yaşlı ölümlerini, kaçırdığı bu insanları dünyaya gösterdi.
dünya'nın en gelişmiş güvenlik, izleme, tanımlama, takip, tespit sistemlerinin kaynağı ve bu yazılımların %80 oranının kaynağı (nasdaq da organik veya inorganik bağ olarak israil ile bağlantılı şirketler) olan israil bu hamas filistinli militanların adreslerini militan toplanma bölgelerini, cephanelerini, depolarının yerini bilmiyor mu sanıyordunuz?
gazzede bulunan yeraltı tünellerinin haritalarını bilmese bile bu tünellerin giriş çıkışlarını bilmiyor mu sanıyordunuz?
böyle bir saldırının olacağını israil hesap edemedi mi sizce?
bu kirli savaşta insanlık suçu işleyen taraflardan ille de birini mi tutmalıyız?
bu insanlık suçu işleyen taraflardan birini kendimize mesele mi etmeliyiz?
en çok gülünen durum da daha dün filistin'e yardım diye gemi kaldıranlar, filistin diye orta yerde ağlayanlar, yollanan yardım gemisine israil'in baskın düzenleyip insanları öldürmesi üzerine çıkıp "bana ne ya, ben mi dedim gidin diye, bana mı sordunuz giderken?" demesi insanlarımızı öldüren israil'den davacı olmayıp açılan davayı geri çekmesi ve bu durumu desteklemeleri.
yok yani, yarın birgün bu filistin diye ağlayanlar, ona buna israil taraftarı diyenler, filistinde öldürülen masumlar diyerek israil'de öldürülen masumları yok sayıp bu israilde ölen kadın çocuk bebekler için oh olsun diyerek ölümler üzerinden siyaset yapanlar çıkıp "bana mı sordunuz filistine destek verirken derlerse şaşırmam.
örnek mi? yapmayın etmeyin böyle olmaz-böyle yapılmamalı diye uyaranlara israil taraftarı diye suçlayanlar... sonuç olarak, bakınız; mavi marmara olayı.
birbiri ile savaşan bir kesimde ölen masum kadın çocuk bebek gençler için üzülmeyeceksin, savaşan öteki kesimde ölen masum kadın çocuk gençler için üzüleceksin diye kanun mu çıktı?
ille de israil ve filistin arasında olan tam bir terör ve insanlık suçu savaşta bir tarafı destekleyeceksin diye yasa mı çıktı?
hamas filistin ile israil taraflarının uyguladığı savaş konsepti arasında fark yoktur.
her iki tarafta insanlık suçları işliyor ve terör politikası uyguluyor. her iki tarafta bir biri ile savaşmıyor, bir birine terör eyleminde bulunuyor. bunu bile göremeyecek cahillere dert anlatıyoruz burada.
türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak bu insanlık suçlarını tercih eden toplum devletler yapılardan birini tutmak birini savunmak zorunda değilim.
yok yani, yarın birgün bu filistin diye ağlayanlar, ona buna israil taraftarı diyenler, filistinde öldürülen masumlar diyerek israil'de öldürülen masumları yok sayıp bu israilde ölen kadın çocuk bebekler için oh olsun diyerek ölümler üzerinden siyaset yapanlar çıkıp "bana mı sordunuz filistine destek verirken derlerse şaşırmam.
örnek mi? yapmayın etmeyin böyle olmaz-böyle yapılmamalı diye uyaranlara israil taraftarı diye suçlayanlar... sonuç olarak, bakınız; mavi marmara olayı.
birbiri ile savaşan bir kesimde ölen masum kadın çocuk bebek gençler için üzülmeyeceksin, savaşan öteki kesimde ölen masum kadın çocuk gençler için üzüleceksin diye kanun mu çıktı?
ille de israil ve filistin arasında olan tam bir terör ve insanlık suçu savaşta bir tarafı destekleyeceksin diye yasa mı çıktı?
hamas filistin ile israil taraflarının uyguladığı savaş konsepti arasında fark yoktur.
her iki tarafta insanlık suçları işliyor ve terör politikası uyguluyor. her iki tarafta bir biri ile savaşmıyor, bir birine terör eyleminde bulunuyor. bunu bile göremeyecek cahillere dert anlatıyoruz burada.
türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak bu insanlık suçlarını tercih eden toplum devletler yapılardan birini tutmak birini savunmak zorunda değilim.
https://twitter.com/AvAli...tatus/1791212109243564375
tasarruf tedbirleri açıklanıyor, bırakın tasarruf tedbirlerini; diyanet kalkıp Şişli’deki Beş yıldızlı Grand Cevahir Hotel ve Convention Center’da toplantı yapıyor.
Otelde en uygun konaklama 6 bin 980 TL’den başlıyor.
2 gün süren programa Ali Erbaş’ın yanı sıra Diyanet işleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı, Diyanet işleri Başkan Yardımcıları da katılıyor.
Toplantıya ayrıca daire başkanları, dış ilişkilerde görevli uzmanlar, basın ekibi, Erbaş’ın özel kalem sorumluları, koruma ekibinin de katıldığı toplantıda yaklaşık 200 kişi yer alıyor.
Lüks otelde islam bilginleri, Filistin’deki vahşeti kınadı, üzüntülerini dile getiriyor.
Otel, Avrupa’nın en büyük otel kongre salonlarından birine sahip ve Türkiye’nin ilk beş yıldızlı kongre oteli olarak biliniyor.
Diyanet’in ülke genelinde 20 adet Dini ihtisas Merkezi ve çok sayıda salonu bulunmasına karşılık toplantılar için kendi tesisleri değil de hep 5 yıldızlı otellerin seçilmesi gündem olmaya devam ediyor.
https://www.odatv.com/gun...-6-bin-980-lira-120043635
oysa bu toplantılar internet üzerinden-online yapılsa ve kendi sitelerinde, sosyal medyada toplantı ve toplantıda yapılan konuşmalar-sonuçlar açıklamalar canlı olarak yayınlansa olmaz mı?
200 kişinin en ucuz konaklama ücreti günlük kişi başı 7.000 lira olan 5 yıldızlı lüks otelde 2 günlük bir katılımın (ulaşım, konaklama vb giderler) yapılan masraf-harcamaların parasını böyle lüks yerlerde harcayacağınıza filistine gazzeye göndersenize dendiğinde "sen gazze mazlum insanların ölümünü umursamıyor musun?" veya "israil'i mi destekliyorsun?" deniliyor.
bu müsrifliğe sorumsuzluğa katılmak zorunda mıyım?
5 yıldızlı otel salonlarında ölen masumları kınayanlardan yana mı olalım?
tasarruf tedbirleri açıklanıyor, bırakın tasarruf tedbirlerini; diyanet kalkıp Şişli’deki Beş yıldızlı Grand Cevahir Hotel ve Convention Center’da toplantı yapıyor.
Otelde en uygun konaklama 6 bin 980 TL’den başlıyor.
2 gün süren programa Ali Erbaş’ın yanı sıra Diyanet işleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı, Diyanet işleri Başkan Yardımcıları da katılıyor.
Toplantıya ayrıca daire başkanları, dış ilişkilerde görevli uzmanlar, basın ekibi, Erbaş’ın özel kalem sorumluları, koruma ekibinin de katıldığı toplantıda yaklaşık 200 kişi yer alıyor.
Lüks otelde islam bilginleri, Filistin’deki vahşeti kınadı, üzüntülerini dile getiriyor.
Otel, Avrupa’nın en büyük otel kongre salonlarından birine sahip ve Türkiye’nin ilk beş yıldızlı kongre oteli olarak biliniyor.
Diyanet’in ülke genelinde 20 adet Dini ihtisas Merkezi ve çok sayıda salonu bulunmasına karşılık toplantılar için kendi tesisleri değil de hep 5 yıldızlı otellerin seçilmesi gündem olmaya devam ediyor.
https://www.odatv.com/gun...-6-bin-980-lira-120043635
oysa bu toplantılar internet üzerinden-online yapılsa ve kendi sitelerinde, sosyal medyada toplantı ve toplantıda yapılan konuşmalar-sonuçlar açıklamalar canlı olarak yayınlansa olmaz mı?
200 kişinin en ucuz konaklama ücreti günlük kişi başı 7.000 lira olan 5 yıldızlı lüks otelde 2 günlük bir katılımın (ulaşım, konaklama vb giderler) yapılan masraf-harcamaların parasını böyle lüks yerlerde harcayacağınıza filistine gazzeye göndersenize dendiğinde "sen gazze mazlum insanların ölümünü umursamıyor musun?" veya "israil'i mi destekliyorsun?" deniliyor.
bu müsrifliğe sorumsuzluğa katılmak zorunda mıyım?
5 yıldızlı otel salonlarında ölen masumları kınayanlardan yana mı olalım?
konu bu kadar basit ve yalın açıklanamaz.
hollanda'lı vatandaş "ülkemde türkler flemenkçe öğrenmiyordu ben türkçe öğrenmek zorunda kaldım" diyor.
https://www.youtube.com/w...&list=WL&index=11
hollanda'lı vatandaş "ülkemde türkler flemenkçe öğrenmiyordu ben türkçe öğrenmek zorunda kaldım" diyor.
https://www.youtube.com/w...&list=WL&index=11
https://www.youtube.com/w...&list=WL&index=18
israilli ufacık bebekler kundağında kaçırıldı, ufacık çocuklar annesi kucağında kaçırıldı. erkekleri öldürüp kadınlar bebekleriyle, ufacık çocuklarıyla kaçırıldı.
gazze de filistinde bu vahşet sokaklarda zafer diye kutlandı.
bu vahşete sevinenler, sokaklarında bu bebek çocuk ölümlerini kutlayanlar en az kendileri kadar zalim olanın vahşetini haklı çıkarmaktan başka ne yaptı.
https://www.youtube.com/watch?v=zAdk4Lwp4KY
israilli binlerce kadın genç çocuk bebek sivil filistinli teröristler tarafından öldürüldü ve kaçırıldı. israilli sivillerin evleri arabaları iş yerleri yakıldı yıkıldı.
israilli sivil ailelerin kedileri köpekleri bile öldürüldü.
https://www.youtube.com/watch?v=piWur-YfjSA
dün israilli bebeklerin çocukların kadınların gençlerin öldürülmesine sevinenler bunu zafer diye kutlayanlar çıkmış bugün filistinli kadınların çocukların bebeklerin öldürülmesine ağlayıp bu akılsız ve ahlaksız insanlık dışı savaşta taraf olmamızı ya israil ya filistin tarafında olmamızı söylüyorlar.
neden?
neden bu insanlık dışı savaşta neden taraf olmalıyım?
neden bu pisliğe beni çekmeye çalıyorsun?
israilli ufacık bebekler kundağında kaçırıldı, ufacık çocuklar annesi kucağında kaçırıldı. erkekleri öldürüp kadınlar bebekleriyle, ufacık çocuklarıyla kaçırıldı.
gazze de filistinde bu vahşet sokaklarda zafer diye kutlandı.
bu vahşete sevinenler, sokaklarında bu bebek çocuk ölümlerini kutlayanlar en az kendileri kadar zalim olanın vahşetini haklı çıkarmaktan başka ne yaptı.
https://www.youtube.com/watch?v=zAdk4Lwp4KY
israilli binlerce kadın genç çocuk bebek sivil filistinli teröristler tarafından öldürüldü ve kaçırıldı. israilli sivillerin evleri arabaları iş yerleri yakıldı yıkıldı.
israilli sivil ailelerin kedileri köpekleri bile öldürüldü.
https://www.youtube.com/watch?v=piWur-YfjSA
dün israilli bebeklerin çocukların kadınların gençlerin öldürülmesine sevinenler bunu zafer diye kutlayanlar çıkmış bugün filistinli kadınların çocukların bebeklerin öldürülmesine ağlayıp bu akılsız ve ahlaksız insanlık dışı savaşta taraf olmamızı ya israil ya filistin tarafında olmamızı söylüyorlar.
neden?
neden bu insanlık dışı savaşta neden taraf olmalıyım?
neden bu pisliğe beni çekmeye çalıyorsun?
okulda 8 yıl yabancı dil dersi alıp "anlıyorum ama konuşamıyorum" seviyesinde (aslında anlayamıyor da, neyse) olmasına nörolojik açıdan yaklaşırsanız eğitim gören bu öğrencinin bir zeka sorunu var demekten başka bir gerekçe sunamazsınız.
unutmadan... eğitim sistemi ile alakalı bir durum da yoktur.
dünya'nın en berbat eğitim sistemi bile olsa, orta lise yıllarında bir çocuğa ingilizce (veya harhangi bir yabancı dil dersi) verseniz yabancı dilde eğitim veren üniversiteye kazanan genç eğitimini aldığı yabancı dilde hazırlık okumak zorunda kalmaz.
sistemde sorun yoksa, çocuklarımız geri zekalı değilse neden imam Hatip mezunu genç arapça konuşamıyor, normal orta okul lisede eğitim gören ingilizce almanca fransızca vb konuşamıyor?
diyanet işleri başkanının ileri derecede arapça biliyorum diye cv'sine yazması ve tercüman olmadan konuşamaması gibi durum.
sorun sistem değil.
sorun sistemin içinde insanlar.
ileri derecede arapça bilen diyanet işleri başkanının tercüman olmadan konuşamadığı ülkede insanların ingilizce konuşmamasına takmak biraz komik geldi.
unutmadan... eğitim sistemi ile alakalı bir durum da yoktur.
dünya'nın en berbat eğitim sistemi bile olsa, orta lise yıllarında bir çocuğa ingilizce (veya harhangi bir yabancı dil dersi) verseniz yabancı dilde eğitim veren üniversiteye kazanan genç eğitimini aldığı yabancı dilde hazırlık okumak zorunda kalmaz.
sistemde sorun yoksa, çocuklarımız geri zekalı değilse neden imam Hatip mezunu genç arapça konuşamıyor, normal orta okul lisede eğitim gören ingilizce almanca fransızca vb konuşamıyor?
diyanet işleri başkanının ileri derecede arapça biliyorum diye cv'sine yazması ve tercüman olmadan konuşamaması gibi durum.
sorun sistem değil.
sorun sistemin içinde insanlar.
ileri derecede arapça bilen diyanet işleri başkanının tercüman olmadan konuşamadığı ülkede insanların ingilizce konuşmamasına takmak biraz komik geldi.
yeryüzünde her şeyin bir rengi var ama suyun rengi yoktur. temel, ikincil, sıcak, soğuk ve nötr olmak üzere sınıflandırılan-tanımlanan tüm renkler suyun rengini tarif edemez.
unutmadan...
madde olarak sıvı olarak tarif edilen suyun sıcak soğuk buharlaşma vb etkileşimlerde davranışı tipik sıvı maddelerin davranışını (veya donduğunda katı haldeyken) sergilemeyip tamamen farkı ise...
tüm bu veriler ve tanımlar ışığında su bir sıvı değildir ve renksizdir.
ruh varsa tarif edilemiyorsa veya su varsa ve tanımlanan tüm kimyasal sıvı formlar dışında bir özelliğe sahip olup sıvı kategorinde tanımlanamıyorsa...
su da yoktur, ruh da yoktur.
unutmadan...
madde olarak sıvı olarak tarif edilen suyun sıcak soğuk buharlaşma vb etkileşimlerde davranışı tipik sıvı maddelerin davranışını (veya donduğunda katı haldeyken) sergilemeyip tamamen farkı ise...
tüm bu veriler ve tanımlar ışığında su bir sıvı değildir ve renksizdir.
ruh varsa tarif edilemiyorsa veya su varsa ve tanımlanan tüm kimyasal sıvı formlar dışında bir özelliğe sahip olup sıvı kategorinde tanımlanamıyorsa...
su da yoktur, ruh da yoktur.
bugün de güldük çok şükür.
cehaleti aşan söylem.
ortadoğu denen pislik çukurunu allah düzeltememiş. binlerce peygamber, onlarca din-inanç tebliğ etmiş işe yaramamış.
binlerce yıl önce çarmıha gerilip infaz edilecek mahkumlardan birini af edin dediğinde halk hz. isa'yı değil de bir hırsızın af edilmesinden yana olmuş ve hz. isa idam edilmiş.
hz. isa'dan binlerce yıl önce allah'a verdiği sözden dönen israiloğulları vs. vs.
günümüzde ise değişen bir şey yok.
allah'u ağbar diye nara atarak kafa kesenlerin kurbanları kelime-i şehadet getiriyor. cuma namazı camiden çıkanların arasına giren canlı bomba allah'u ağbar diyerek kendini patlatıyor.
cahilliği aşan seviyede aptalca söylem içinde olan birilerinin hayal kurmaya devam etmesine-hayal içinde yaşamasına tabi ki gülüyoruz.
ortadoğu denen pislik çukurunu allah düzeltememiş. binlerce peygamber, onlarca din-inanç tebliğ etmiş işe yaramamış.
binlerce yıl önce çarmıha gerilip infaz edilecek mahkumlardan birini af edin dediğinde halk hz. isa'yı değil de bir hırsızın af edilmesinden yana olmuş ve hz. isa idam edilmiş.
hz. isa'dan binlerce yıl önce allah'a verdiği sözden dönen israiloğulları vs. vs.
günümüzde ise değişen bir şey yok.
allah'u ağbar diye nara atarak kafa kesenlerin kurbanları kelime-i şehadet getiriyor. cuma namazı camiden çıkanların arasına giren canlı bomba allah'u ağbar diyerek kendini patlatıyor.
cahilliği aşan seviyede aptalca söylem içinde olan birilerinin hayal kurmaya devam etmesine-hayal içinde yaşamasına tabi ki gülüyoruz.
siyaset, kim ne derse desin; insanları ikna etmek için yalan söyleme sanatıdır.
hangi temelli olursa olsun (din, dil, ırk, kültür, rejim, sistem, ideoloji vb) bir siyasi görüşe-yalan söyleme sanatına inanmıyorum ve kabul etmediğim için bir görüşümde yok.
hangi temelli olursa olsun (din, dil, ırk, kültür, rejim, sistem, ideoloji vb) bir siyasi görüşe-yalan söyleme sanatına inanmıyorum ve kabul etmediğim için bir görüşümde yok.
kaderde varsa silkilmek, neye yarar üzülmek diyerek; yaşamdan Keyif alan ve yaşamın güzelliğini yaşamın en çirkin anında bu güzelliği ortaya çıkarıp sergileyen insanlar tek ihtiyacım.
https://www.youtube.com/shorts/TdGqpNx4_3U
böyle insanlar.
https://www.youtube.com/shorts/TdGqpNx4_3U
böyle insanlar.