bugün

entry'ler (18528)

meral akşener

sinan oğan'dan tek farkı kadın olması.

kişilerden bağımsız olarak şunu söylemeliyim ki; adına ne diyorsanız, bir milliyetçi-ülkücü-ırkçı-kafatasçı-devletçi-sağcı vs. ne derseniz, nasıl tanımlarsanız tanımlayın böyle biri olarak artık milliyetçiyim demeye utanır oldum.
ülke vatan din kimlik aidiyet ideoloji vb değerlerimiz bu kadar yozlaşmamalı. hiçbir çıkar-çıkarım, fayda, kazanç kutsal değerlerimizi dejenere etmemeli ve bizi omurgasız göstermemeli.

hangi değer ve inanç içinde olursak olalım kutsallarımız başkalarının da kutsalları olduğunu düşünüp vefasız duyarsız nankör gibi davranmamak, hiçbir makam mevki için değerlerimizden ödün vermemek lazım. dün haram dediğine bugün helal diyen insanlardan olmak kutsallarımızı değersizleştirir.

eski mit başkanın oy toplaması

dünya tarihinde böyle bir durum yaşanmış mı?

ne bileyim, mossad-israil, ibranice enstütü demek...
çin de MSS (Ministry of State Security) eskiden partinin araştırma bölümüydü şimdi güvenlik bakanlığına evrildi...
amerika'da NSA - National Security Agency ve CIA - Central Intelligence Agency...
iran da MOIS - Ministry of Intelligence and Security...
rusya da çeka, nkvd ve kgb'nin yeriniş alan FSB - Federal Security Service ve GRU Glavnoye Razvedyvatel’noye Upravleniye ile svr olarak bilinen Sluzhba vneshney razvedki Rossiyskoy Federatsii...
dünya'da modern anlamda bilinen en eski istihbarat teşkilatı ingiliz MI6 -SIS - Secret Intelligence Service...
hindistan da ar-aw olarak da bilinen RAW - Research and Analysis Wing...
pakistan da ISI - inter-Services Intelligence...
almanya da BND - Bundesnachrichtendienst...
avustralya da ASIS - Australian Secret Intelligence Service...
fransa da DGSE - Direction Generale de la Securite Exterieure...
kanada da CSIS - Canadian Security Intelligence Service...
liste böyle uzar gider.

bırakın bu ülkeleri ve bu ülkelerin istihbarat güvenlik birimleri başında görev yapmış kişilerin ortaya çıkıp belediye başkanına oy istemesini; papua yeni gine'nin savunma ve güvenlik yapısı png'nin başında görev yapmış biri çıkıp papua yeni gine'nin eyaleti olan wewak da yerel yönetime aday cape boram adayı için oy istemez.

bunca milli istihbarat başkanı geldi geçti. bir tanesi çıkıp örn: sallıyorum, çemişgezek belediye başkanı için oy istedi mi?
ya da bırakın tüm bunları...
bu ülkede millet vekilliği yapıp sonra bakanlık yapmış, sonra başbakanlık yapmış biri çıkıp belediye başkanı olmak için oy istedi.
hatırlayın...
rahmetli cumhurbaşkanımız turgut özal'a "partinin durumu iyi değil. cumhurbaşkanlığından istifa et partinin başına geç ya da yeni bir parti kur başbakan ol, siyasete gir, parti başkanı ol" denildiğinde rahmetli özal "ben at'tan inip eşeğe binmem" demişti.
daha da basit örnek vererek durumu açıklayayım. bir şirket de icra kurulu üyesisiniz. size kapıcılık yap deniyor. daha dün sizi görünce ayağa kalkan önünü ilikleyen insanları bu sefer siz görünce ayağa kalkıp önünüzü ilikleyeceksiniz.
işte böyle bir durum için çıkıp oy isteyenler oldu.
neyse, eminim ne demek istediğimi anlamadınız.
liyakatın ne demek olduğunu bize mevlam bize örnekliyor. hadi lan allah'sız atayizler bunu açıklayın.

yazarların elit zevkleri

yeğenleri toplayıp sinema veya tiyatroya ya da müzelere (bazen galata kulesi vb gibi tarihi yerlere, fuarlara) götürmek, yemek çay kahve ile günü tamamlamak...

düşünün, sıradan günlük bir gezi-aktivite lüks oldu artık.
nasıl bir durumdayız ki; fakirlikte çağ atlayıp fasfakirliği de aşarak toplum olarak yoksulluk seviyesine geldik. ülke gerçekten çağ atladı ama geriye doğru...

malum, öğlen toplanıp 5-6 yeğeni yanımıza aldığımızda en az 2 araba-taksi tutuyoruz. trafik bildiğiniz gibi ve park sorunu ile bunun getirdiği problemleri yaşamamak için taksiye biniyoruz. eminönü sultanahmet civarında tarihi yerleri gezelim, bir topkapı sarayı ziyareti yapalım. ayak üstü fast-food atıştıralım. akşam galata köprüsü-karaköy de akın balığa inip bir rakı balık yaparken yeğenler balık meyve suyu ya da kola şalgam suyu keyfi yapıp akşam yeğenleri evlere dağıtmak maliyeti minumum 5.000 lira maliyet demek.

çok değil, 5-6 yıl önce hafta sonu yunan adalarında takılma fiyatı (ya da kıbrıs) maliyetiydi bu para. insanlara bakıyorum da neredeyse insan seli içinde yoksulluktan yalnızlık içinde mağara hayatı yaşıyor, evinden çıkamıyor. sosyal hayat bitmiş, milyonlarca insan sıradan hindistan şehri keşmekeşliğinde sağlıksız düzensiz kalitesiz bir kalabalık içinde istanbul'da istanbul'dan bi'haber yoksul köy hayatı yaşıyor.

umurumda mı?
tabi ki hayır! sadece insanların bu düşük yaşam tüketim standartları ve daha dün hafta sonu yunan adalarına yapılan sefere vereceğim parayı istanbul'da yaşayıp bir eminönü sultanahmet gezmesinde ödemem zoruma gidiyor. kendimi enayi gibi hissetmem kızgınlığı.

ırkçılığın kötü bir şey olmadığı gerçeği

ırkçılık denen olguyu ne olarak algıladığınız ve nasıl bir yaşamı savunduğunuza göre değişen durum.

şeriate göre lgbt nin hükmü

diyanete sormak lazım da...
tarikat cemaat yurtlarında, dinci vakıf, dernek, kur'an kursları, yurtlarda tecavüz taciz edilen erkek çocuklara yapılan taciz tecavüzlere lgbt kapsamında bir çift laf etmedi diye biliyorum.
eğer etmiş ise ben duymadım, özür dilerim.

sözlük erkekleri sözlüğün kanseridir

doğru söylem, biz erkekler sözlüğün kanseriyiz.
aslına bakarsanız kanser (erkek yazarlar) vücudun (sözlüğün) ölüme karşı bir tepkimesidir. malumunuz, kanseri (erkek yazarları) hücrenin (sözlüğün) yapısının bozulması diye kabaca tarif edebiliriz. kanser bir süreç ve tümör bir sonuçtur.
ne olursa olsun kanser olan hücreleri (erkek yazarları) savunma sistemimiz (sözlüğün modları gammazları vs) bu hücreleri düşman-zararlı olarak görüp yok etmeye (sözlükten silik yapmaya) çalışmaz.
ölüme karşı (hücrenin oksijen ihtiyacı başta olmak çıkardığı adenozintrifosfat/enerji vb konulara girmeye gerek yok) işlevselliğini devam ettirmek isteyen hücrenin dönüşümünün yansımasıdır kanser.
ister tek bir hücre olsun veya bu hücrelerin devinimi olan doku organ sistem organizma-canlı bir yaratık olsun enerji üretemediği son ana kadar (son nefesine kadar) yaşam için kendini yeni şartlara adapte edebilmek için mücadele eder.

eğer hücre ölüm yerine yaşamı seçmiyor olsaydı kanser olmazdı. doğaya bakın anlarsınız. insan ve bütün canlılar yaşama çevreye şartlara kendini adapte eder.
bu adaptasyon yenilenme, başkalaşma evrim mutasyon vb olarak adlandırılır.
afrikada-ekvator kuşağında yaşayan bir insan ile kuzey-güney kutup bölgelerinde yaşayan bir insan ya da yüksek rakımda yaşayan bir insanla deniz seviyesinde yaşayan aynı organizma (yapı) olarak görülebilir ama doku organ sistem olarak çok farklıdır.
iklim değişikliğinde hayvanlarda görülen tüylenme-tüy dökme, değişen ağırlıklar, daha soğuk iklimlerde insan veya hayvanda ki deri ve tüylerde görülen açık renk vb tüm bunlar hücre temelli bir yaşama adaptasyondur.

işte bu değişen ve azalan çeşitlilikte sağlıksız düzensiz beslenme, kirlenme-toksit birikintisiyle hücreler yapılarına uymayan bu yaşam sisteminde ölmemeyi seçerek kendilerini başka bir forma sokmaları sonucu kanser ortaya çıkıyor. savunma sistemimiz ise bunu bir tehdit olarak görmüyor.

pardon lan...
konu neydi?
haaa! biz kanserdik.
o zaman sözlüğün bağyanları da bizi kanser eden genetiği değiştirilmiş kimyasallarla işlenmiş gıdalarımız.

turgut altınok un mal varlığı

https://www.youtube.com/shorts/NXlCGJ34VYo
kpss'ye ggirmeden çocuklarını özel kontenjandan devlete sokacak kadar fakir kişidir. baba işte, çocuklarımın bir geleceği olsun, devlete koyayım demiş.

kastamonu da kafasına ampul takıran akp li genç

düşünün...
bu zihniyette-kapasitede genç insanlar sadece akp'ye mi oy atıyor-akp seçmeni mi sanıyorsunuz?
dep ,mhp, chp vs sağ-sol, şeriat-laik, dinlisi-dinsizi, türk'ü-kürt'ü çoğunluğu böyle.

artık bizden geçti. ölmüş eşek kurttan korkmaz diye bir atasözü var.
biz artık kaç yıl daha yaşayacağız? kaç yıl yaşarsak yaşayalım bir gelecek kurma şansımız da yok, zamanımız da yok.
çocuklarınızın torunlarınızın geleceğini belirleyecek insan bu kafasına ampul takan gençler.
sizce bu gençler nasıl bir ülke ve nasıl bir geleceği bu ülke insanına kazandıracak?
emin olun bu gençlerin insanlarımıza ülkemize getireceği tek şey kaos çatışma savaş ve kutuplaşmadır.
emekliler ağlıyor ama çoğunluk olan bu gençler emekli olduğunda bizim yaşam standartlarımızı bile yakalayamayacak.

yıl 2013 ve tedx talks da emin çapa.

https://www.youtube.com/watch?v=__yTofXY-Kg

vaktiniz varsa izleyin. yoksa videonun 5. dakikasından itibaren 2013 de 10 yıl önce bu günleri anlatıyor. düşünün... böyle insalar dışlandı ve basın yayın yalaka cahillere kaldı. siyaset mafya çıkarına çalışan onlardan maaş alanlar bugün toplumu yönlendiriyor bilinçlendiriyor.
o zaman uyarı yapan ve ülke varlıklarını satıp, ucuz ve bol dolar borçları alıp, yerli şirketlerin işletmelerin yabancılara satışıyla gelen paranın yatırıma istihdama değil de montaj sanayiye ülkeye yapılan makyaja harcanmasıyla yaşanan sunni büyümenin aslında ilerisi için felaket olacağı uyarısı yapan bu insanlara vesayetçi gerici devletçi tutucu statükocu darbeci diyorlardı.

ne oldu?
bu insanlar ürettikleriyle bugün emeklisine 1.000 lira fazla veremiyor.

mahmut efendi cübbeli ahmet için allahla görüştü

daha önce de yazıştım kendini hz meryem sanan meczup için...
şimdi bu meczuplar için kalkıp "evet ya görüştüm. ufak bir mesele vardı da alo diyene kadar yüz yüze konuşalım dedim." diye etry girsem espri bayatladı.
bu ülkede sallasan (elini) bir meczup, bir kafir, bir müşrike değiyor.
bunlara yapacak espri kalmadı.

kendisini otorite sanan yazarlar

batan gemiden kurtulup ıssız adaya çıkan kazazedenin kendini adanın krralı ilan etmesine benzer duruma şimdi entry mi yazalım?

2024 yıl önce yıl kaçtı

eksi 1 olurdu. yani milattan önce 1 olurdu.

28 mart 2024 rte nin yeni çözüm süreci müjdesi

resmi ağızlardan (akp çevresinden) böyle bir açıklama yok.
bu açıklamalar akp dışından gelmekte. bunu ciddiye alanlar da akp tarafından bu açıklamalara bir tepki verilmemesi yüzünden.

yine de böyle bir yeni açıım süreci izlenirse ülkücüler diyarbakır'da sarı kırmızı yeşil pkk bayrakları ve kürdistan bayrakları altında erdoğan bahçeli barzani ve şivan perver sahnede megri megri söylerken gözyaşları içinde bozkurt işareti yaparsa şaşırmam.
işin en önemli kısmı da türklük ay-yıldız istiklal marşı türkiye adı vb tartışmalarında akil adam heyeti/insanları ikna etme görevini de mhp alır.
olmaz demeyin, burası türkiye...
daha dün hain denilenler bugün vatansever, bugün vatansever olanlar yarın hain olabiliyor. dün cemaat fetö yalakalıığı yapıp bir yere gelenler oluyordu, bugün cemaat fetöye küfür ederek bir yere geliniyor.
dün cemaate yardım etmek dinin milliyetçiliğin gereğiydi, bugün vatan hainliğinin gereği.

hollanda da ineğe hallenen gurbetçi

şimdi bir şeyler yazacağım, öküzün biri çıkıp vatan millet edebiyatı yapacak. siz bu insana benzeyen yaratıkların tek tük olduğunu mu sanıyorsunuz?
unutmadan...
coğrafya kader diyen embesillere kapak olacak durum. coğrafya kader ise bu insana benzeyen yaratık hollanda'da değil de vatanında inek siker.

hollanda'da yaşayan biri coğrafya kader ise artık başka coğrafya'da olduğu için inek sikmeyecek, sarışın at gibi hollanda kızlarla sevişecek olması lazım değil mi?

çadırda yaşayan göçerlere devlet ev vermiş. adamlar odaların içine çadır kurmuş hesabı.

akp ye oy vermeyen emekli şerefsizdir

birileri şeref denen şeyin ne olduğunu bilmediğinden şerefin belirtisini değerini herhangi bir patiye oy atma-atmamakla veya 3-5 kuruş bir kurumdan maaş almakla-almamakla tarif ediyor.
şerefi aşağı mahallede bakkal şeref ya da karşı komşu şeref amca sanıyor.

napoleon boneparte savaşta yendiği bir prusya'lı subayın "siz para şan şöhret için savaşıyorsunuz. biz onur şeref için savaşıyoruz. bunun için size kılıcımı teslim etmiyorum" demesine karşı tebessüm eder ve "her insan kendinde eksiklik duyduğu şeye sahip olmak için savaşır" sözü akla gelince...

benim şerefimi ne akp, ne chp, ne para, ne tanrı, ne bayrak, ne ülke ne de din belirler-ifade eder.
ben akp'li veya chp'li olmasam da şerefliyim.
benim dinim islam olmasa da ben şerefliyim.
benim bayrağım hilal olsa da, haç olsa da ben şerefliyim.
ben türk olmasam da ben şerefliyim.

yukarda ki tüm değerleri anlamlı ve değerli kılan şey şereftir. tüm bu değerler sizin şerefinizi belirleyemez-gösteremez.
eğer şerefiniz yoksa bu değerler anlamsız ve bir hiç olur.
eğer türk olmak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, birr ırk din kültür dil bayrak sahibi olmak bir şeref olsaydı; insanların bu ülkede yaptığı şerefsizlikler olmazdı.

şerefe sahip olmadan önce şerefin ne olduğunu bilmek lazım. yoksa cahilliğinizi belli edersiniz.
tıpkı ehliyet almadan araba kullanmasını bilmeden ferrari alıp direksiyona geçip gaza basıp duvara veya başka arabalara çarpıp rezil olma durumu yaşamanız gibi...

şeref ne mi?
sahip olmadığın-bilmediğin şeyi sana anlatacak zekaya sahip değilim.

f erbakanın kollarını hareket ettirmeden yürümesi

nörolojik bir durum olabilir. medulla oblongata bölgesindeki deküzasyon da bir problem olabilir.
yok lan nörolog falan değilim. sadece boynumuzu kırmıştık da (c2 ve c3 de dislokasyon fikstür boyun travması yaşamış) adeta direkten dönmüş, 2 yıl zor ve zahmetli bir tedavi, rehabilite dönemi yaşamanın kazandırdığı kültür sadece.

rüzgarda eteği açılan kız

yarım saniye de olsa bir an dünya pespembe görünür.
sonra centilmenliğiniz gereği başınızı başka tarafa çevirir ve görmemezden gelirken içinizden "hay senin centilmenliğine... oğlum iyice bakamadık lan" diye kendinize kızarsınız.

hazreti meryem olduğunu iddia eden kadın

o hz meryem ise; burada kalkıp "öyle birini yolladığımı sanmıyorum" diyerek zeus rolünde espri yapmayacağım. bu din neden testis klitoris çevresinde yaşanıyor?

bunu neden mi dedim?
bu kadına sorsanız "sen neden kendinize hz meryem diyorsunuz?" diye sorsanız mutlaka "ama ben de bakireyim" diyecek.
yalnız bu hz meryem ise sorun yok, eğer hz isa'yı doğurmaz ise o zaman sorun olur.
aslında pek ülkemizde sorun olacağını sanmam. bu sefer insanlarda "allah doğum kontrolü yapıyor, aile planlamasına dikkat çekmek için hz meryem'e babasız çocuk doğurtmadı" diyecek milyonlarca kişiler olacağına bahse girerim.
neden mi?
zamlar için kılıçdaroğlu'nu eleştiren ve cehape önüne gidip zamları protesto eden insanların olduğu ülkede yaşıyoruz da o bakımdan şey ettim.

oyumuzu neye göre veriyoruz

kimin neye göre oy attığını bilmem ama oy isteyenler seçmeni tehdit ediyor.

https://www.msn.com/tr-tr...da7194b&ei=89#details

iktidarın progandalarının temelinde yatan algı "bizim adayımıza oy atmazsanız hizmet alamazsınız" şeklinde empoze ediliyor.
bu ülke ne hale geldi?

hocaların hocam dediği meslek

https://www.youtube.com/shorts/MTzMn--6F9Q
biraz bilgi...

akape seçmeni

https://www.youtube.com/shorts/oT1SSJV-24E

ülke olarak öyle bir haldeyiz ki...